Gastrik by-pass’da diğer obezite cerrahisi tiplerinde olduğu gibi laparoskopik olarak yani kapalı yöntemle yapılır. Ameliyat sonrası ağrının son derece az olması, iyi bir kozmetik sonuç ve erken mobilizasyon gibi laparoskopik cerrahinin tüm faydalarını obezite cerrahisinde de görmekteyiz. Gastrik Bypass, Obezite, nedeninde rol oynayan birçok faktörün bulunduğu kilo ile ilgili bir hastalıktır.
Gıda emilimi ve alımının azaltıldığı ameliyat türüdür. Gastrik bypass ameliyatlarında midenin büyük bir bölümü bypass edilerek küçük hacimli bir mide bölümü hazırlanıp ince bağırsaklara dikilmektedir
Bu ameliyatla mide hacmi küçültülmekle birlikte bağırsakların bir bölümü devre dışı bırakılmakta ve böylelikle tüketilen yiyeceklerin bir kısmının emilmeden atılması hedeflenmektedir. Sonuç olarak hem az gıdayla doyulmakta hem de alınan gıdaların bir kısmı emilmektedir.
- İlk etapta mide girişi özel aletler yardımı ile kesilerek küçük bir mide oluşturulur. Buna mide poşu denir. Bu mide poşu yaklaşık 35-50 cc hacmindedir. Normal mide 800-1000 cc arasındadır, dolayısıyla mide hacmi % 95’in üzerinde azaltılmış olur.
- Küçük mide poşu oluşturulduktan sonra %95 lik bir mide kısmı gıda geçişine kapatıldığı için gıdaların bağırsaklara geçişini sağlayacak yeni bir yol yapmak gerekmektedir. Bunun için ince bağırsaklar yaklaşık 50-75 cm mesafeden kesilir ve aşağıya doğru devam eden ucu yukarıya çekilerek yeni mide poşuna özel aletlerle bağlanır. Böylece eski mide ve 75 cm lik ince barsak kısmı pasif olarak kalır ve gıdayla hiç karşılaşmaz.
- Büyük bir mide bölümü ve ince bağırsakların ilk bölümü gıda geçişine kapatılsa da sıvı üretmeye, çok daha önemlisi safra ve pankreas enzimlerinin üretmeye devam eder. Bu nedenle gıda temasına kapatılan bu bölümün içerisine akan hayati sıvıların vücutta kalabilmesi için, kapatılan ince bağırsak ucu küçük mide poşuna bağlanmış bağırsağın aşağı kesimine bağlanır. Bu sayede sindirim için o:lmazsa olmaz enzimler tekrar ince bağırsak içinde kalmış olur.
Ameliyat sonrasında ise;
Yemeğinizi yavaş tüketin. Bu yazıda damping sendromundan bahsettik. Bu sendromdan kaçınmak için yemeklerden sonra içmeden önce ve sonra bir süre bekleyin.
Daha küçük porsiyonlar yiyin. Gün boyunca yediklerinizi parçalara bölün. Günde 6 öğün ile başlamanızı tavsiye edebiliriz. Ancak doktorunuz size tam sayıyı verecektir. Biraz alıştıktan sonra, yiyebileceğiniz öğün sayısını kademeli olarak azaltmayı seçebilir.
Yemekler arasında susuz kalmayın. Susuz kalmaktan daima kaçınmalısınız. Gün boyunca 8-9 bardak su içmek sağlıklı kalmanızı sağlayacaktır. Yemek zamanlarında çok fazla sıvı içmek aşırı dolu hissetmenize neden olabilir ve yapmanız gerekeni yemenizi engelleyebilir.
Her zaman yemeğinizi iyice çiğneyin. Şimdi, midenizden ince bağırsağınıza giden yol öncekinden çok daha dardır, bu da büyük yiyecek parçalarından tıkanmalara neden olabileceği anlamına gelir. Daha küçük porsiyonları ağzınıza alın ve büyük parçalar kalmayıncaya kadar her zaman çiğneyin.